Leyla

by 11:51:00 0 yorum
İşte Leyla, daha üç hafta öncesine kadar köydeki komşularının İstanbul'da memur oğullarından başka biri olmayan "Yusuf Abi"siyle dün gece evlenmiş, şimdi aynı arabada, yanındaki koltukta İstanbul'a doğru, karlı yollarda ilerliyordu. Leyla kendisinden yirmi iki yaş büyük kocasıyla belki en fazla bir saat konuşmuştu bu ana kadar. Dün gece hayatında çok arzuladığı o anı yaşamış olmanın utangaçlığı, acısı, zevki ile ruhu iyice karışmıştı. Kocasına doğru bakamıyordu. Başını pencere tarafına doğru çevirmiş, karlı ovaları izliyordu. Bir yandan İstanbul'da yaşamak düşüncesi onu ürpertiyor, bir yandan da bununla bir sınıf atlamış gibi gizli bir gurur duyuyor, yüzüne gülümseme geliyordu. Elini ağzına tutarak bu gülümsemesini saklıyordu. Yolun ilk saati tek kelime etmeden devam ettiler. Yusuf arabayı sürdü, Leyla da karlı ovaları izleyerek hayallere daldı. Sonra, bir anda Leyla arka koltuğa uzanarak çantaları karıştırmaya başladı. Yusuf ne yaptığına dikiz aynasından bakıyordu. Kısa bir aramadan sonra Leyla elinde bir resim defteri ve pastel boyalarla yeniden koltuğuna oturdu. Boyalı sayfaları çevirerek en son boş sayfayı buldu ve resim çizmeye başladı.
Yusuf: "Çok mu seviyorsun resim çizmeyi?" diye sordu. 

Benjamin A.E., Bir Leyla ile Mecnun Hikayesi
Tilki Yayınları, 2014


Vladimir

Developer

Cras justo odio, dapibus ac facilisis in, egestas eget quam. Curabitur blandit tempus porttitor. Vivamus sagittis lacus vel augue laoreet rutrum faucibus dolor auctor.

0 yorum:

Yorum Gönder